İnsanların hukuk kuralları tarafından ön görülen “yapma” ya da “yapmama”
Şeklindeki yükümlülüklere aykırı davranması ceza adı verilen bir tepkiyle karşılaşılmaktadır. Gerek “yapma” ya da “yapmama” şeklindeki davranış normlarının ihlali halinde uygulanacak cezalar kural olarak Ceza Kanunlarında yer almaktadır. Ancak günümüzde yargı organlarınca verilen kamusal nitelikli adli cezaların yanında idari makam ve organlarca verilen idari nitelikli cezalar da önemli bir yer tutmaktadır.
Anayasada, devletin kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevler memur ve diğer kamu görevlileri eliyle yürütüleceği belirtilmiştir.
Memur ve diğer kamu görevlilerinin kamu hizmetlerini yürütürken yasal mevzuat
çerçevesinde hareket etmesi gerekmektedir. Görevlerini belirlenen yasal mevzuat çerçevesinde yerine getirmeyenler için yine yasalarla bir takım cezai müeyyideler belirlenmiştir.
Ancak bu müeyyidelerin uygulanması kamu hizmetlerinin sürekliliği, memur ve kamu görevlilerinin görevleri ile ilgili haksız isnatlarla sık sık karşılaşabileceği göz önünde bulundurularak görevleri sebebiyle işlemiş olduğu suçlardan dolayı ceza verilmesi özel usullere tabi tutulmuştur
Nitekim Anayasa da memurlar ve diğer kamu görevlileri ile kamu kurumu
niteliğindeki meslek kuruluşları ve bunların üst kuruluşları mensuplarına savunma hakkı tanınmadıkça disiplin cezası verilemeyeceği, uyarma ve kınama cezalarıyla ilgili olanlar hariç, disiplin kararları yargı denetimi dışında bırakılamayacağı ve memurlar ve diğer kamu görevlileri hakkında işledikleri iddia edilen suçlardan ötürü ceza kovuşturması açılması, kanunla belirlenen istisnalar dışında, kanunun gösterdiği idari merciin iznine bağlı olduğu belirtilmek suretiyle memur suçlarıyla ilgili verilecek cezalarda izlenecek usuller Anayasal teminat altına alınmıştır.
Bu kanunlarda düzenlenen suçlar ve soruşturma usullerinden 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun devlet memurlarına yönelik disiplin iş ve işlemleri konumuzun kapsamını oluşturmaktadır.
I-) GENEL OLARAK DİSİPLİN SUÇ VE CEZA KAVRAMI:
Latince “disciplina” ve Fransızca “discipline” kökenli olan disiplin sözcüğü; Türkçede sıkı düzen, yöntem, yol, yordam, eğitme, yola getirme ve güdüleme anlamına gelmektedir.
Sözlük anlamı ile disiplin , “yasa ,kural ve toplum düzenine uygun davranma niteliği” demektir. Disiplin kelimesi çoğunlukla ceza sözcüğü ile birlikte ve onunla yan yana düşünülür.
Nitekim en çok kullanılan bir tanıma göre disiplin şu şekilde tarif edilmiştir; iş görenlerin kurum düzenine aykırı davranışlarından ötürü bağlı oldukları yaptırımlardır.
İnsanoğlu için var oluşundan bu yana toplu halde yaşama zorunluluğunun sonucu olarak, belirli bir disiplinin varlığı ve gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu noktada ceza hukuku, sosyal düzeni bozmaya yönelik eylemleri suç olarak nitelendirip, cezalandırmakla mevcudiyetini ortaya çıkarmıştır.
Genel anlamda suç olmayan bir takım tavır ve davranışlar da vardır ki; ceza hukukundaki gibi bir müeyyide ile karşılaşırlar. Ancak bu müeyyide kişi hukuku bakımından umumi manada ceza sonuçlarını doğurmaz. Bu tür cezaları gerektiren hukuka aykırı fiiller de suçudur.
En sade hali ile kavram şu şekilde tanımlanabilir “Disiplin suçu bir kamu hizmeti düzenini bozan eylemler bütünüdür.”
Konunun daha iyi anlaşılabilmesi için öncelikle “müeyyide” ve “ceza” kavramları
üzerinde durmak gerekir.
a)Müeyyide:
Topluluk halinde yaşayan insanların, yine kendileri tarafından kabul edilen
uyulması zorunlu düzen kurallarına aykırı davranılması halinde, bu ihlale gösterdiği tepkiye “müeyyide” denilmektedir. Müeyyide hakkındaki her düşünce, normun ihlal edilebilirliği düşüncesine dayanmakta ve müeyyide normun ihlali anıyla bağlantılı görülmektedir. Bu nedenle müeyyide genel olarak “ihlale bir tepki” “ihlale bir cevap” olarak tanımlanmaktadır.
Sadece kanunla konulabilen; amacı, suç işlediği yargısal bir karar ile sabit olan kimseyi yine yargısal bir kararlarla suçunun karşılığı olarak bazı yoksunluklara tabi kılarak ıslah etmek ve başkalarının suç işlememesini temin etmek olan caydırıcı ve korkutucu mahiyetindeki müeyyidelere ceza denir.
Cezanın “kamusal bir müeyyide” olması onu özel hukuk alanında yer alan cezalardan ayırmaya elverişli iken; kamu hukuku alanında yer alan diğer cezalardan ayırmak için yeterli değildir.
görülmesi olarak öngörüldüğünden bu amaca ulaşmak için müeyyideye ihtiyaç duyulur.
Ord.Prof. Dr. Sıddık Sami ONAR’IN yapmış olduğu tanım bütün makale ve diğer eserlerde hemen hemen kullanıla gelmektedir.Buna göre “Disiplin cezaları memurun mesleki hayat ve vazifesinde görülen yolsuzluklara karşı kendisine tatbik edilen zecri müeyyidelerdir.”
Prof. Gözübüyük’ün yaptığı tanım ise şöyledir; “Memurların birlikte bulunmasının ve çalışmasının sağlanabilmesi için uygulanan yaptırımlardan biri de disiplin cezalarıdır.”
Bir kurumda çalışan memurların kurum düzenini bozucu davranışlarına karşı uygulanan yaptırımlara kısaca disiplin cezaları olarak ifade edilmektedir.
Literatürde rastlanan diğer bir tanım ise şöyledir; “Disiplin cezaları, kamu hizmetlerinin yürütülmesi ve kamunun yararının devamlılığının sağlanması amacıyla kamu görevlileri için görev yetki ve sorumlulukları bakımından yasal olarak getirilmiş bulunan yaptırımlardır.”
Literatürde rastlanan diğer bir tanım ise şöyledir; “Disiplin cezaları, kamu
hizmetlerinin yürütülmesi ve kamunun yararının devamlılığının sağlanması amacıyla kamu görevlileri için görev yetki ve sorumlulukları bakımından yasal olarak getirilmiş bulunan yaptırımlardır.”
Pozitif hukuk açısından, “disiplin cezası” müessesesi ele alınırsa, Devlet Memurları Kanunu’nun 124.maddesinin incelenmesi gerekir. DMK 124/II ‘ a göre “Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacı ile kanunların tüzüklerin ve yönetmeliklerin Devlet memuru olarak emrettiği ödevleri yurt içinde veya dışında yerine getirmeyenlere, uyulması zorunlu kıldığı hususları yapmayanlara, yasakladığı işleri yapanlara verilen cezalardır.”
Yargı organları bu kavramı şu şekilde açıklamıştır:
“İdare hukukunda, disiplin cezası kamu görevlilerinin kurum düzenini bozan tutum ve davranışlarına karşı uygulanan yaptırımlardır.”
Sonuç olarak; Kamu hizmeti ve görevlerinin sağlıklı, düzenli ve zamanında gereği gibi yürütülmesini ve yerine getirilmesini temin etmek için kanun, tüzük ya da yönetmeliklerin kamu görevlilerine ve hizmetlilerine emrettiği ödevleri yurt içinde ya da yurt dışında yerine getirilmesini öngören anlayışa “disiplin”,
Bu ödevleri yerine getirmeyenler ile uyulmasını zorunlu kıldığı hususları
yapmayanlara ve yasakladığı işleri yapanlara eylemin niteliğine ve ağırlığına göre uygulanan idari yaptırımlara da “disiplin cezası” denilmektedir.
II-) DİSİPLİN SUÇ VE CEZALARININ ÖNEMİ, AMACI VE FONKSİYONLARI:
İnsanların toplu halde yaşamaları ve bu yaşayışlarını belirli kurallara bağlı olarak sürdürebilmeleri için en önemli unsur; disiplindir. Toplumun gelişmesi ve kamu düzeninin iyi işleyebilmesi için sağlam disipline ihtiyaç duyulmaktadır. İnsanın tek başına yaşaması imkansızdır. durumda toplu halde yaşayan insanlar kendi aralarındaki münasebetleri belli kurallara göre sürdürmeleri gerekir.Disiplinin bozuk olduğu toplumlarda, kanuna aykırı davranışlar ve kamu hizmetlerinin aksadığı şüphesizdir.
Toplu halde yaşayan insanların başarılı ve verimli olabilmeleri için morallerinin iyi olması, kolektif disiplinin bir ifadesidir. Kişi veya grubun moralinin yüksek tutulabilmesi için iyi bir disiplinin kurulması zorunludur.
Çalışmalarından memnun olan memurlar ve kamu görevlileri, disiplinli bir şekilde kurallara kendileri istedikleri için uyarlar. Bu durumun aksine personelin disiplin ve moral gücü yüksek tutulmazsa isteksizlikler, işte gevşeme ve kargaşalıklar ortaya çıkar.
Kamu hizmetlerinin, kamu yararı amacına uygun şekilde görülmesi için disiplinli çalışma şarttır.
Disiplin cezalarının amacı, memuru görevine bağlamak ve kamu hizmetlerinin en iyi düzeyde yürütülmesini sağlamaktır. Kısaca disiplin cezaları kamu hizmetlerinin gereği gibi yapılması memurların hiyerarşik düzen içerisinde uyumlu hareket etmesi, memuriyet ilkelerini koruması, memuru iyi yola sevk etmesi gayesiyle uygulanır.
DMK. 124/II “Kamu hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesini sağlamak amacıyla …” ifadesi disiplin cezalarının amacını ortaya koymaktadır. Bu durumda, 657 sayılı Kanuna göre, disiplin cezası verilmesinin üç gerekçesi vardır:
Disiplinin amacı; memurları teşvik, hatırlatma ve bilgi verme, kurallara
uymayanların davranış standartlarına gereksiz bir tesirde bulunmasını önleme olarak algılandığında; disiplinin iki yönüne temas edilmiş olur. Bir yönüyle disiplin “yapıcıdır” diğer yönüyle “bastırıcıdır”.
Modern hukuk bakımından disipline öncelikle yapıcı, onarıcı, ıslah edici, caydırıcı
temelde eğitsel amaçla başvurulmalıdır.
III-) DİSİPLİN VE GENEL CEZA:
Disiplin Hukukumuzda kanunilik ilkesine temel teşkil eden Anayasamızın 128inci maddesinin üçüncü fıkrasında “Memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri atanmaları , görev ve yetkileri , hakları ve yükümlülükleri , aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir” denilmiştir.Bu durumda memurların özlük haklarını etkileyecek nitelikte olan disiplin suç ve cezaları ile bu cezaların verilmesi ve uygulanmasına ilişkin düzenlemelerin kanunla yapılması esastır.
Kısaca şunu ifade edilebilir; ceza hukuku temelde sosyal düzeni korumak amacıyla bu düzene aykırı hareketleri cezalandırırken, disiplin cezalarındaki amaç kurumun çalışma düzenini korumaktır.
Bölge İdare, İdare ve Vergi Mahkemeleri’nin Yargı Çevreleri Listesi
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.